Türkiye altın ithalatında neden ilk beşte?
Siyasi ve ekonomik belirsizliklerin olduğu dönemlerde küresel ölçekte cazip hale gelen altın, Türkiye’de de hem devlet kurumları hem de vatandaşlar için en önemli tasarruf aracı olarak öne çıkıyor. Dünya Altın Konseyi (WGC) verilerine göre Türkiye, dünyada en çok altın ithal eden ilk beş ülke arasında yer alıyor.
Altın üretiminde Çin, Avustralya, ABD, Güney Afrika, Rusya, Peru ve Endonezya başı çekerken, altın ithalatında ise Hindistan, Çin, ABD, Türkiye, Suudi Arabistan, Rusya ve Birleşik Arap Emirlikleri öne çıkıyor.
Son bir yıldır kota uygulanıyor
Türkiye 2022 yılında 20,4 milyar dolar, 2023 yılında ise 25,7 milyar dolarlık altın ithalatı yaptı. Söz konusu ithalat Türkiye’nin 2022 ve 2023 yıllarında verdiği cari açığın yaklaşık yüzde 45’ine karşılık geliyor. Yani son iki yılda altına olan talep, ekonominin yumuşak karnı olan cari açığın neredeyse yarısını oluşturdu.
Mehmet Şimşek’in göreve gelmesinden kısa bir süre sonra Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 7 Ağustos 2023 tarihinde işlenmemiş altın ithalatına kota uygulaması yürürlüğe girdi. Hükümet aylık 12 tonluk işlenmemiş altın ithalatını kapsayan kotanın “cari açığın azaltılması” amacı taşıdığını duyurmuştu.
Son bir yılda yürürlükte olan kota uygulaması ile altın ithalatında geçmiş yıllara oranla bir gerileme olsa da uzmanlara göre enflasyon beklentileri düzelmeden ve Türkiye’nin yakın coğrafyasındaki çatışma ortamı devam ettikçe altına olan talep de artarak devam edecek.
Merkez Bankası en büyük altın ithalatçısı
DW Türkçe’ye konuşan Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Yakın, Türkiye’de altını yalnızca mücevher sektörünün talep etmediğini; TCMB, Darphane ve bankaların da yüklü altın alımları yaptığını hatırlatıyor.
Bununla birlikte rafinerilerin de hurda altın ithalatı yaptığını ifade eden Burak Yakın, “Son dönemde altın talebinin en önemli nedeni Merkez Bankası’nın pozisyon alması. Merkez Bankası geçen sene 10 milyar dolar altın ithal etmişti. Bu sene biraz daha fazla altın alınmış görünüyor” diyor.
Altına uygulanan kotanın özellikle ihracatçı şirketleri olumsuz etkilediğini, devlet kurumlarının ise altın alımına devam ettiğini dile getiren Yakın, “Türkiye’de asıl yüklü altın alımını devlet yapar. Bizim yaptığımız mücevher üretmek için altın almaktır. Neticede altın altındır. Her zaman değerlidir” diye konuşuyor.
Cari açık gerilemeye başladı
TÜİK verilerine göre kota uygulamasının başladığı Ağustos 2023’ten yıl sonuna kadar işlenmemiş altın ithalatı bir önceki yılın aynı dönemine göre 3,2 milyar dolar düşüşle 10,3 milyar dolar, miktar bazında yüzde 32,7 azalış ile 169,6 ton olarak gerçekleşti.
2024’ün Ocak-Ağustos döneminde ise altın ithalatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 55,3 azalarak 10,1 milyar dolara geriledi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) verilerine göre aynı dönemde cari açık ise Nisan 2022’den beri ilk kez Temmuz 2024’te 20 milyar doların altına gerileyerek 19,1 milyar dolara indi.
Küresel altın talebi artıyor
Türkiye’nin genel altın ithalatındaki yavaşlama cari açığa olumlu katkı sunsa da küresel ve bölgesel belirsizlikler nedeni ile dünya genelinde merkez bankalarının altına olan talebi artıyor.
Ağustos ayı başında Dünya Altın Konseyi’nden (WGC) yapılan açıklamada, 2024’ün ilk yarısında dünya genelinde merkez bankalarının rekor seviyede altın aldığına dikkat çekildi. WGC’nin “Altın Talep Eğilimleri – 2024 İkinci Çeyrek” başlıklı raporuna göre, merkez bankalarının altın alımları yılın ilk yarısında 483 ton ile rekor seviyeye çıktı.
DW Türkçe’ye konuşan altın ve para piyasaları uzmanı Mehmet Ali Yıldırımtürk, hükümetin altın ithalata sınırlama getirmesine rağmen iç piyasada altına olan talebin yüksek enflasyon ve bölgesel savaş riski nedeni ile giderek arttığını kaydediyor.
“Yastık altında 5 bin ton altın var”
Kayıt dışı ticaret de hesaba katıldığında Türkiye’nin Hindistan ve Çin’den sonra en fazla altın ithal eden üçüncü ülke olduğunu vurgulayan Yıldırımtürk, “Türkiye yılda ortalama 200-250 ton arası altın ithal etmeye devam ediyor. Bu coğrafya her zaman altın talebinin olduğu bir coğrafya. Özellikle her an stratejik gerginliklerin tırmanmasından kaynaklanan bir güven sorunu var. O yüzden altına talebin düşmesini beklemiyorum” şeklinde konuşuyor.
Yıldırımtürk, Türkiye’de finansal sistem içinde yer alan altın varlığından çok daha fazlasının yastık altında tutulduğuna da işaret ediyor:
“2011 yılında Mehmet Şimşek yine bakanken yastık altında 2 bin tondan fazla altın olduğu kayıtlara geçmişti. Aradan 13 yıl geçti ve bugün yastık altındaki altının 5 bin tonun üstüne çıktığını tahmin ediyoruz.”
Gram altın fiyatı beş yılda yüzde 926 arttı
Altın fiyatları, Amerikan Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirimi sürecine girmesiyle beraber yükselişini sürdürerek rekor kırdı. Altının ons fiyatı haftanın son işlem günü olan 20 Eylül Cuma günü 2 bin 622 doları görürken gram altın fiyatı 2 bin 875 TL seviyesi ile rekor tazeledi. 1 Cumhuriyet Altını’nın fiyatı ise 20 bin TL’ye dayandı ve hafta sonuna 19 bin 650 TL seviyesinden girdi.
Son yıllarda küresel ve bölgesel çatışmaların artması, Çin ekonomisindeki yavaşlama ve ABD’deki faiz politikaları altına olan talepte patlama yarattı. Türkiye’de gram altın fiyatı yılbaşından bu yana yüzde 47 artarken son 5 yıldaki artışı oranı yüzde 926 oldu.
Burak Yakın, altının Türkiye’de her zaman birincil yatırım aracı olmaya devam edeceğini söylüyor. Sadece vatandaşların değil, devletin de altına talebinin her zaman artacağını ifade eden Yakın, Türkiye’de altına bakışı şu sözlerle özetliyor:
“Türkiye ne kadar çok altın ithal ederse etsin bizim için bu değerlidir, altın değerlidir. Kişilerin ve özel sektörün de altın edinmesi Türkiye’yi güçlendirir. Diyelim ki yastık altına giden bir altın var. Bu cari açığa neden olmaz aslında. İçeride tasarrufu güçlendirir ve gerektiği zaman da satılarak TL alınır ve aslında TL’nin pozisyonunu güçlendirir.”